NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
311 - (1298) وحدثني
سلمة بن شبيب.
حدثنا الحسن
بن أعين. حدثنا
معقل عن زيد
بن أبي أنيسة،
عن يحيى بن
حصين، عن جدته
أم الحصين.
قال: سمعتها
تقول:
حججت
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم حجة الوداع.
فرأيته حين
رمى جمرة
العقبة
وانصرف وهو
على راحلته.
ومعه بلال
وأسامة.
أحدهما يقود
به راحلته.
والآخر رافع
ثوبه على رأس
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من
الشمس. قالت:
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
قولا كثيرا. ثم
سمعته يقول "
إن أمّر عليكم
عبد مجدّع
(حسبتها قالت)
أسود، يقودكم
بكتاب الله
تعالى،
فاسمعوا له
وأطيعوا ".
[ش
(عبد مجدع) أي
مقطع الأعضاء.
والتشديد
للتكثيير.
وإلا فالجدع
قطع الأنف
والأذن
والشفة. والذي
قطع منه ذلك
أجدع والأنثى
جدعاء.
والمقصود
التنبيه على
نهاية خسته.
فإن العبد
خسيس في العادة،
ثم سواده نقص
آخر، وجدعه
نقص آخر. ومن
هذه الصفات مجموعة
فيه، فهو في
نهاية الخسة.
والعادة أن
يكون ممتهنا
في أرذل الأعمال].
{311}
Bana Selemetü'bnü Şebîb
rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize
Ma'kil, Zeyd b. Ebi Üneyse'den, o da Yahya b. Husayn'dan, o da ceddesi
Ümmü'l-Husayn'dan naklen rivayet etti. Yahya dediki: Ceddemi şunu söylerken
işittim :
«Ben, Veda haccında
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte haccettim, onu Cemre-i
Akabe'de taş atarken ve oradan ayrılırken hep devesinin üzerinde gördüm.
Beraberinde Bilâl ile Usâme de vardı. Biri devesini yediyor, diğeri Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i güneşten korumak için elbisesini onun başına
kaldırıyordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (orada) birçok sözler
söyledi. Sonra şöyle buyururken İşittim:
— Eğer size âzası
kesilmiş bir köle emir tâyîn edilir de sizi Allah'ın kitabı ile İdare ederse
hemen kendisini dinleyip itaat edin!»
(Yahya: Ninemin «kara
bir köle.» dediğini zannediyorum, demiş.)
312 - (1298) وحدثني
أحمد بن حنبل.
حدثنا محمد بن
سلمة عن أبي
عبدالرحيم،
عن زيد بن أبي
أنيسة، عن
يحيى بن
الحصين، عن أم
الحصين جدته.
قالت:
حججت
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم حجة الوداع.
فرأيت أسامة
وبلالا.
وأحدهما آخذ
بخطام ناقة
النبي صلى
الله عليه
وسلم. والآخر
رافع ثوبه
يستره من
الحر. حتى رمى
جمرة العقبة.
قال مسلم:
واسم أبي
عبدالرحيم،
خالد بن أبي
يزيد. وهو خال
محمد بن سلمة.
روى عنه وكيع
وحجّاج الأعور.
{312}
Bana Ahmed b. Hanbel
rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammedü'bnü Seleme, Ebû Abdirrahimden, o da Zeyd
b. Ebi Üneyse'den, o da Yahya b. Husayn'dan, o da ninesi Ümmü'l-Husayn'dan
naklen rivayet etti. Ümmü'l-Husayn şöyle demiş:
«Veda haccında
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte haccettim de Usâme ile
Bilâl'i gördüm. Biri Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in devesinin yularını
tutuyor; diğeri elbisesini kaldırarak onu sıcaktan örtüyordu. Böylece Cemre-i
Akabede taşları attı.»
Müslim derki: «Ebû
Abdirrahîm'in adı: Hâlid b. Ebî Yezîd'dir. Bu zât, Muhammed b. Seleme'nin
dayısıdır. Ondan V«kî' ile Haccâc-ı A'ver hadis rivayet etmişlerdir.»
İzah:
Mücedda': Uzuvları
kesilmiş, manasınadır. Burnu, kulağı ve dudağı kesik olan kimseye «Ecda'»,
müennesine de «Ced'â» denir.
Kölenin muhtelif
azasının kesilmiş olması, onun kıymetsizliğine delildir.
Siyahlığı da ayrı bir
noksanlık sayılır. Böyle hem köle, hem muhtelif uzuvları kesik, hem de siyah
olan bir insan âdette son derece ehemmiyetsiz ve kıymetsizdir.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), Allah'ın kitabıyla hükmetmek şartıyle böyle bîr insan bile
UIu'l-Emîr olsa kendisine itaati emir buyurmuştur.
Burada şöyle bir suâl
hatıra gelebilir: «Bazı rivayetlere göre halîfenin Kurası olması bile şart
kılınmışken, köleden nasıl Ulu'l-Emîr olabilir?»
Bu suâle iki türlü
cevap verilmiştir.
1- Ulu'l-Emîr 'den
murâd: Halîfe değil, onun tâyin ettiği vâlî, kaymakam gibi me'mûrlardır.
2- Müslüman bir köle
hükümetin idaresini cebren eline geçirse, ona da itaat vacib olur.